16 Ağustos 2011 Salı

bobiler

her gün sabah kaltığımızda iğrenç bir dünyada dahası berbat bir ülkede uyanıyoruz. birüsürü sıkıntı, mutsuzluk. ama bazen öyle yerlerde öyle insanlar da var ki onların varlığı insanı mutlu ediyor. mesela bu ülkede her ile 1 üniversiteyi bırak 10 üniversite de yapılsa ben yine hiç bir şeyin düzeleceğine inanmam ve yine insalığa dair ümidim zerre artmaz. ama işte mesela bobiler gibi bir siteye girip de orada şöyle bir gezdiğimde insanlığımın tadına varıyorum, memlekette böyle insanların da olduğunu bilmek mutlu ediyor beni, tüm bu pisliğin içinde yalnız olmadığımı hissettiriyorlar, geleceğe dair birazcık daha umudum artıyor. bir zamanlar bu hissiyatı ekşisözlük için de taşıyordum ama orası malesef öldü. neyse...
burada birsürü resim paylaşamayacağımdan iki uç noktayı simgeleyen iki çalışmayı paylaşayım dedim. 1.si ne kadar etkileyici, 2.si de ne kadar eğlendirici olduklarını gösteren iki uç nokta.



ne söylesem boş. buna yorum yapamayacağım.




isa'nın son yemeği resmi. bu resim dünyanın en çok tartışılan resimlerinden birisi malum. resimdekilerinin her birinin duruş şekillerinde kitaplar dolusu anlamlar çıkartıldı filan. ama bobiler'de birisi çıkıyor bu resimin üzerine baloncuklar ekliyor ve bu baloncuklara her birinin duruş şekline cuk diye oturan anlamları patlatıveriyor. kitaplar dolusu anlama meydan okuyor; işte mesele budur abicim diyor :)




3 yorum:

negatif dedi ki...

sonuncusu gerçekten iyiymiş. çok güldüm :) ben de geziniyorum bobilerde. mizah yapan insanlar azaldıkça dünya daha çekilmez olacak. o yüzden onlara ihtiyaç var.

alter ego dedi ki...

sadece mizah açısından değil. adamların kafaları çok güzel çalışıyor. yani sadece mizah yapsınlar diye lazım değil her açıdan lazım böyle insanlar. oradakilerin çoğu mizahçılığından daha ağır basan yönü yaratıcılıkları. çok seviyorum bu herifleri ya :)

nomen dedi ki...

''Gülmenin yasaklandığı yerde genellikle ağlamak da serbest değildir.''

Böyle diyor Stanislav Lec.